Maçı izlerken nefesini tuttu.
- He held his breath while watching the match.
O, elinde bir kalem tutuyor.
- He held a pen in his hands.
Birisi sorumlu tutulmak zorunda.
- Someone's got to be held accountable.
Lütfen otobüs tam bir durağa gelinceye kadar oturmuş olarak kal.
- Please remain seated until the bus comes to a complete stop.
Lütfen uçak kapıya varıncaya kadar oturmuş olarak kalın.
- Please remain seated until the aircraft arrives at the gate.