Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The angry mob attacked the building.
Neden bu kadar öfkelisin?
- Why are you so angry?
O, kendisine kızmıştı.
- He was angry with himself.
Tom geç kaldığı için kendine kızmıştı.
- Tom was angry with himself for being late.
Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.
Sebep olmadan asla kızgın olmam.
- I'm never angry without reason.
Sinirli olmadığını umut ediyorum.
- I hope that you are not angry.
Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.
- Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.
Oldukça hiddetli görünüyorsun.
- You look pretty angry.