Yakalandı ve duruşma için tutuldu.
- He was captured and held for trial.
Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu.
- The witness did not seem nervous when he spoke at the trial.
Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
- This is a hearing, not a trial.
Polis onu yargılamadı.
- The police didn't put him on trial.
Deneme neredeyse yapılmıştı.
- The trial was all but done.
Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.
- Trial and error is essential to progress.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?