O, ışığa sadece bir tanık gibi geldi.
- He came only as a witness to the light.
O cinayete tanıklık etti.
- He witnessed the murder.
Aslında trafik kazasına şahit olmadım.
- Actually, I did not witness the traffic accident.
Onu şahit gösteremeyiz.
- We can't produce him as a witness.
O, onun öldürülüşüne tanıklık etti.
- She witnessed him being killed.
O cinayete tanıklık etti.
- He witnessed the murder.