Tom konferansa katılmak için Boston'a gitti.
- Tom went to Boston to attend a conference.
Ben partine katılmaktan mutlu olacağım.
- I will be happy to attend your party.
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
- He has only one servant to attend on him.
Meşgul olmam gereken işlerim var.
- I have things to attend to.
Meşgul olacak başka meselelerim var.
- I have other matters to attend to.
I attended a one-room school next door to the palace and studied English, Xhosa, history and geography.