Gerçekten o okula devam etmeyi sevdim. Gustavo bize mola sırasında oynamak ve şarkı söylemek için her gün gitar getirirdi.
- I really liked attending to that school. Every day, Gustavo would bring the guitar for us to play and sing during the break.
Cumartesi geçen yıldan beri devam ettiğim çömlekçilik dersidir.
- Saturday is the pottery class I've been attending since last year.
Yoksulluk onun okula devam etmesini engelledi.
- Poverty prevented him from attending school.
Gerçekten o okula devam etmeyi sevdim. Gustavo bize mola sırasında oynamak ve şarkı söylemek için her gün gitar getirirdi.
- I really liked attending to that school. Every day, Gustavo would bring the guitar for us to play and sing during the break.
Ben partine katılmaktan mutlu olacağım.
- I will be happy to attend your party.
Tom konferansa katılmak için Boston'a gitti.
- Tom went to Boston to attend a conference.
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
- He has only one servant to attend on him.
O kadar meşgulüm ki partiye katılamam.
- I'm so busy I can't attend the party.
Boş olsan da meşgul olsan da törene katılmak zorunda kalacaksın.
- You'll have to attend the ceremony whether you are free or busy.
I attended a one-room school next door to the palace and studied English, Xhosa, history and geography.
... i will be personally attending to the summit isn't this an education summit in ...
... that attending the most elite institution you can get into ...