Toplantıya katılanlar, 100 kişiden aşağı değildi.
- No less than 100 people attended the meeting.
Onun adına toplantıya katıldım.
- I attended the meeting on her behalf.
Tom Mary'nin mezuniyet törenine katıldı.
- Tom attended Mary's graduation ceremony.
Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.
- Either you or I must attend the meeting.
Tom konferansa katılmak için Boston'a gitti.
- Tom went to Boston to attend a conference.
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
- He has only one servant to attend on him.
O kadar meşgulüm ki partiye katılamam.
- I'm so busy I can't attend the party.
Boş olsan da meşgul olsan da törene katılmak zorunda kalacaksın.
- You'll have to attend the ceremony whether you are free or busy.
I attended a one-room school next door to the palace and studied English, Xhosa, history and geography.
... the first cut at running the operation. The death of mainframes was attended by an ...
... From my first Grammys I ever attended, which I think ...