Bir müze görevlisi olarak çalışıyorum.
- I work as a museum attendant.
Fuarda görevli olmak için başvuruda bulundum.
- I applied to be an attendant at the exposition.
Siz işe katılmak zorundasınız.
- You must attend to your work.
Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.
- Either you or I must attend the meeting.
Katılanlar tüm ihtiyaçlarımızı tahmin etti.
- The attendants anticipated all our needs.
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
- He has only one servant to attend on him.
Plan hemen hemen tüm katılımcılar tarafından desteklendi.
- The plan was supported by practically all the attendants.
Meşgul olmam gereken işlerim var.
- I have things to attend to.
Meşgul olacak başka meselelerim var.
- I have other matters to attend to.
I attended a one-room school next door to the palace and studied English, Xhosa, history and geography.