Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu.
- Attempts to negotiate a peace treaty failed.
Tom ve Mary John'u öldürme girişiminde bulundular.
- Tom and Mary attempted to murder John.
Tom sorun hakkında bir şey yapmaya teşebbüs eden tek kişiydi.
- Tom was the only one who even attempted to do something about the problem.
O, kendini öldürmeye teşebbüs etti.
- She attempted to kill herself.
Bunu tek başına yapmaya kalkışma.
- Don't attempt to do this by yourself.
Diğer insanların eşyalarını çalmaya kalkışma!
- Don't attempt to steal other people's belongings!
Tüm çabalarımız boşunaydı.
- All our attempts were in vain.
Sorunu düzeltmeye çabalıyoruz.
- We're attempting to correct the problem.
Bu deneme başarısızlıkla sonuçlandı.
- This attempt resulted in failure.
İlk denememde başarılı oldum.
- I succeeded in my first attempt.
Dan soyguna girişmek istedi.
- Dan wanted to attempt the robbery.
Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
- We'll attempt to start the class soon.
Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.
- They're attempting to contact her.
The revolutionaries made several attempts on the monarch's life.