Doktor tam zamanında vardı.
- The doctor arrived in the nick of time.
Tom tam zamanında oraya vardı.
- Tom got there just in the nick of time.
Mary gitmek için özendirildi fakat son anda gitmemeye karar verdi.
- Tom was tempted to go, but at the last moment he decided not to.
Darbe girişimi son anda engellendi.
- The coup attempt was foiled at the last moment.