Bir kerede iki yerde olamazsın.
- You can't be at two places at once.
Bir keresinde babanla karşılaştım.
- I met your father once.
Bu birdenbire olmadı.
- It didn't happen all at once.
Birdenbire, o konuştu.
- All at once, he spoke out.
En azından ayda bir defa anne babana yazmayı unutmamalısın.
- You must not forget to write to your parents at least once a month.
Bu işlerin hepsini bir defada yapmaya çalışma.
- Don't try to do all these things at once.
Onu bir zamanlar trende gördüm.
- I have seen him once on the train.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I once met him when I was a student.
Sana eskiden hiç söz etmedim.
- I never mentioned you once.
Sarhoş olur olmaz terbiyesini takınmaz.
- He doesn't behave himself once he's drunk.
Çocukların olur olmaz anlayacaksın.
- You'll understand once you have kids.