Hasta olma sana en azından evde kalmak ve film izlemek için mükemmel bir bahane verir.
- At least being sick gives you the perfect excuse to stay home and watch movies.
Tom en azından haftada bir kez çamaşırları yıkar.
- Tom washes clothes at least once a week.
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
- Brush your teeth twice a day at least.
O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.
- She wrote to her parents at least once a week.
Hiç değilse duş alabilirsin.
- You could at least take a shower.
Hiç olmazsa teşekkür ederim diyebilirsin.
- You might at least say thank you.
Hiç olmazsa teşekkür ederim diyebilirsin.
- You could at least say thank you.
Neyse, en azından bir şeyi hallettik.
- Well, at least it's one thing we've accomplished.
Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.
- The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
I couldn't count them all, but I think there must have been at least 500 people in attendance.
... the last 2,000 years at least, except for the Black Death in the 14th century, the population ...
... But at least you've raised your chances ...