at any time; at any period or point of time

listen to the pronunciation of at any time; at any period or point of time
الإنجليزية - التركية

تعريف at any time; at any period or point of time في الإنجليزية التركية القاموس.

ever
şimdiye kadar

Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim. - I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.

Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı. - The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.

ever
gelmiş geçmiş

Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi? - Who was the greatest philosopher that ever lived?

O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam. - He's the most dangerous man who ever lived.

ever
herhangi bir zamanda

Tom'un niçin Mary ile herhangi bir zamanda evlenmek istediğini merak ediyorum. - I wonder why Tom ever wanted to marry Mary.

Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel. - If you are ever in Japan, come and see me.

ever
eğer

Eğer bize yardım ederseniz, herkes memnun olur. - Everyone will be happy if you help us.

Eğer bir gün bir işe ihtiyacın olursa, beni gör. - If you ever need a job, come see me.

ever
haçansa
ever
hiç

Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü? - Have you ever seen Tokyo Tower?

Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır. - Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.

ever
hep

Neden hep Wall Street'te çalışmak istersin? - Why would you ever want to work on Wall Street?

Çok param vardı ama hepsini harcadım. - I had a lot of money, but spent everything.

ever
daima yanan
ever
ebedi
ever
(zarf) her zaman, hep, daima, gitgide, giderek, asla, hiç, olabildiğince
ever
hiç bir zaman
ever
olabildiğince
ever
z. hiç: Have you ever been to Eyüp? Hiç Eyüp'e gittin mi?
ever
everand anon arada sırada
ever
gitgide
ever
ever burning hiç sönmeyen
ever
giderek
ever
ebedi ever more
الإنجليزية - الإنجليزية
ever
at any time; at any period or point of time
المفضلات