Her zaman gidebilirsin.
- You can leave at any time.
Bir deprem her zaman olabilir.
- An earthquake can happen at any time.
Tom her an gelebilir.
- Tom may come at any time.
Bina her an çökebilir.
- The building may crash at any time.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
- I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
Lütfen her zaman beni görmeye gelebilirsin.
- Please come and see me any time.
Her zaman bana uygun olacaktır.
- Any time will suit me.
Bunun yakında herhangi bir zamanda olmasını beklemiyorum.
- I don't expect that to happen anytime soon.
Herhangi bir zamanda başlayabilirsiniz.
- You can start anytime.
Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu?
- How does it feel to be the best band ever?
O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
- He is the bravest soldier that ever lived.
Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel.
- If you are ever in Japan, come and see me.
Tom'un niçin Mary ile herhangi bir zamanda evlenmek istediğini merak ediyorum.
- I wonder why Tom ever wanted to marry Mary.
Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
- Have you ever seen Tokyo Tower?
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Hepinize teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.
- Thank you, everybody. Thank you so much.
Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.
- I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
Tom her ne zaman isterse gidebilir.
- Tom may leave anytime he wants to.
Her zaman tekrar gelebilirsin.
- You're welcome back anytime.
İstediğin zaman buraya her zaman geri gelebilirsin.
- You can always come back here anytime you want.
He's back and better than ever.
... responsible but don't necessarily have any time or ...
... ERIC SCHMIDT: Have you spent any time in government? ...