Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.
- A magnet can pick up and hold many nails at a time.
Belki bir seferde bir şey yapmaya çalışmalısın.
- Perhaps you should try doing one thing at a time.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
O beş yaşında iken o şiiri ezberleyebildi.
- He was able to memorize that poem when he was five years old.
Ne zaman orada olmam gerektiğinden emin değilim.
- I'm not sure when I should be there.
Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi?
- You'll tell me when you need to leave, won't you?
Birisi bir seferde birden fazla şey yapamaz.
- One can't do more than one thing at a time.
Hiç kimse bir defada birden daha fazla şey yapamaz.
- No one can do more than one thing at a time.
O geldiğinde başlayacağız.
- We will start when he comes.
O geldiğinde mektubu yazmıştım.
- I had written the letter when he came.
Üzücü haber geldiğinde çok iyi vakit geçiriyordum.
- I was having a very good time, when the sad news came.
Ben bir çocukken burada çok vakit harcadım.
- I spent a lot of time here when I was a kid.
Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
- I wish you would shut the door when you go out.
Genellikle ne zaman yatarsın?
- When do you usually go to bed?
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
climb stairs two at a time.
He manages to abstain from smoking for weeks at a time, but then gives in and starts again.