İltica talebinde bulundum.
- I've requested asylum.
Onlar körler için barınak inşa ettiler.
- They built an asylum for the blind.
Toplum, mahkumlar tarafından işletilen bir akıl hastanesidir.
- Society is an insane asylum run by the inmates.
Tehlikeli bir suçlu, akıl hastanesinden kaçtı.
- A dangerous criminal has escaped from the insane asylum.
Geçen yüzyılda onlar Tom gibi birini tımarhaneye atacaklardı.
- Last century they would have just thrown someone like Tom into a lunatic asylum.
Tom tımarhaneye gönderildi.
- Tom was sent away to an insane asylum.
Elçilik, yabancı mültecilere siyasi sığınmayı reddetti.
- The embassy denied political asylum to foreign refugees.
Onlar siyasi sığınma aldıktan sonra vatandaş oldu.
- They became citizens after receiving political asylum.
Atalarım siyasi sığınma bulmayı ümit etmişlerdi.
- My ancestors hoped to find political asylum.