Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
- He made a speech in support of the plan.
Bu projeyi desteklemek istemene sevindim.
- I'm glad that you want to support this project.
Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.
- Henry is old enough to support himself.
O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.
- He works hard to support his large family.
Bu veriler hipotezi desteklemektedir.
- This data supports the hypothesis.
Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
- He made a speech in support of the plan.
O, kendisini bir baston ile destekledi.
- He supported himself with a stick.
Birçok lider uzlaşmayı destekledi.
- Many leaders supported the compromise.
Tom uyuduğu zaman sırtını dayamak için bir yastık kullanır.
- Tom uses a pillow to support his back when he sleeps.