Gençlerde sık sık olduğu gibi, o kendini beğenmiş.
- As is often the case with teenagers, she's conceited.
Çoğunlukla olduğu gibi, Tom sınıfa geç kalmıştı.
- Tom was late for class, as is often the case.
I bought the car as is, so the seller was within his legal rights to refuse to repair it when it broke down after two days.
It seems that my son is now at a rebellious age and recklessly opposes us.
- Benim oğlum şimdi bir asi yaşta görünüyor ve pervasızca bize karşı çıkıyor.
Children have a tendency to become rebellious.
- Çocukların asi olma gibi bir eğilimleri var.
Seems we've got a rebel in our midst, eh?
- Eh, bizim aramızda bir asimiz var gibi görünüyor.
Tom is disobedient and rebellious.
- Tom itaatsiz ve asidir.
About thirty insurgents were killed.
- Yaklaşık otuz asi öldürüldü.
The father had trouble communicating with his wayward son.
- Baba, asi oğlu ile iletişim kurmakta sorun yaşamıştı.
Tom is disobedient and rebellious.
- Tom itaatsiz ve asidir.
Why are you so insubordinate to your boss?
- Niçin patronuna karşı çok asisin?