Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı.
- As usual, Mike was late for the meeting this afternoon.
O, her zamanki gibi geç geldi.
- He came late as usual.
Teslimatlar her zaman olduğu gibi devam edecek.
- Deliveries will continue as usual.
Hiç söylemeye gerek yok, her zaman olduğu gibi Judy geç geldi.
- Needless to say, Judy came late as usual.