Belgeyi imzalamak zorunda kaldı.
- He was forced to sign the document.
Bir sonraki adım belgeyi imzalamaktı.
- The next step was to sign the document.
Bu siste yol işaretlerini göremiyorum.
- I can't see the road signs in this fog.
O, benim onu izlemem gerektiğinin işaretini verdi.
- He signaled that I should follow him.
Hemen kaydolmak istiyorum.
- I want to sign up right now.
İzleme ekibi için kaydolmak istiyorum.
- I'd like to sign up for the track team.
Lütfen burayı imzalayın.
- Please sign your name here.
Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
- We were tied to our decision because we signed the contract.
Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
- All you have to do is sign this paper.
Prospektüsler iki sponsor temsilci tarafından imzalanmalıdır.
- Prospectuses must be signed by two sponsor representatives.
Papaz haç işaretini yaptı.
- The priest made the sign of the cross.
Parlak kırmızı, Çin kültürünün göstergelerinden biridir.
- Vermilion is one the signifiers of Chinese culture.
Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi.
- He gave a tip as a sign of gratitude.
Duygularını ifade etmek, zayıflık belirtisi değildir.
- Expressing your feelings is not a sign of weakness.