Sonuç olarak, daha fazla kadın eşit işi alıyor.
- As a result, more women are receiving equal work.
Sürücü trafik kurallarını çiğnedi, sonuç olarak da cezalandırıldı.
- The driver violated the traffic rules; as a result, he was fined.
Savaşın bir sonucu olarak, çok sayıda mağdur kaldı.
- As a result of the war, a great number of victims remained.
Birçok kişi depremin sonucu olarak evsiz bırakıldı.
- Many people were left homeless as a result of the earthquake.