İşe arabayla giderim.
- Ich fahre mit dem Auto zur Arbeit.
İşe gitmeden önce kahvaltı hazırlıyordum.
- Bevor ich zur Arbeit ging, bereitete ich das Frühstück zu.
İşimi öğlen yemeğinden önce bitirmek istiyorum.
- Ich will meine Arbeit vor dem Mittagessen beenden.
Öğrenciler işi kendileri yaptılar.
- Die Schüler haben die Arbeit selbst gemacht.
Tom artık işini yapamıyor.
- Tom ist nicht mehr fähig, seine Arbeit zu verrichten.
Daha bitiremedin mi işini?
- Hast du deine Arbeit noch nicht beenden können?
İşi bitirmek onun iki saatini alır.
- Es kostet ihn zwei Stunden, die Arbeit zu beenden.
Tom 2.30'dan önce işi bitirmeyi başardı.
- Tom schaffte es, die Arbeit vor 2 Uhr 30 fertigzustellen.
Bu çanta kağıttan yapılmıştır.
- This handbag is made of paper.
Ben sadece geri dönüştürülmüş kağıttan yapılmış tuvalet kağıdı alırım.
- I only buy toilet paper made from recycled paper.
Yazıcıya kağıt lazım.
- The printer needs paper.
Taro, dönem ödevi yazıyor.
- Taro is writing a term paper.
Lütfen bana bugünün gazetesini getir.
- Bring me today's paper, please.
Kaza, bugünkü gazetede bildirildi.
- The accident is reported in today's paper.
Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
- All you have to do is sign this paper.
Tom benim evrakımı düzelterek iyi bir iş yaptı.
- Tom did a good job proofreading my paper.
He got fired for slacking off at work.
- Er wurde gefeuert, weil er bei der Arbeit faulenzte.
He is at work now, but will be coming home at seven.
- Er ist jetzt bei der Arbeit, wird aber um sieben nach Hause kommen.