arabası

listen to the pronunciation of arabası
التركية - الإنجليزية
(Ticaret) barrow el
araba
(Otomotiv) car

The name of Marco's car is 'Thunder Giant'. - Marco'nun arabasının adı Thunder Gianttir.

I am surprised that your family has a Japanese car. - Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.

arazi arabası
land-rover
arazi arabası
jeep
arazi arabası
jeep, land-rover
at arabası
coach
araba
{i} cart

The horse began to protest as soon as it was hitched to the cart. - At arabaya bağlanır bağlanmaz protesto etmeye başladı.

I saw a horse pulling a cart. - Ben araba çeken bir at gördüm.

araba
motorcar

Selling motorcars is my business. - Arabalar satmak benim işim.

araba
cartload, wagonload; truckload
araba
wheels (Slang); carriage
araba
auto

We are producing spare parts in an automobile factory. - Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.

I was recently in an automobile accident. - Geçenlerde bir araba kazası geçirdim.

bebek arabası
go cart
araba
car, automobile
araba
car, motorcar, auto, automobile; carriage, vehicle; cart, wagon
at arabası
cart
at arabası tekerine dönmemesi için sokulan çomak
spoke
bebek arabası
baby carriage

The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel. - Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.

bebek arabası
stroller

The stroller is in the baby's room. - Bebek arabası çocuk odasında.

I saw Tom pushing a stroller down the sidewalk. - Tom'un kaldırımdan aşağı bir bebek arabası ittiğini gördüm.

el arabası
cart
katlanır bebek arabası
stroller
kısa mesafeli yarış arabası
dragster
oyuncak bebek arabası
go cart
yarış arabası
go cart
yük arabası
trolley
araba
automobile

I was recently in an automobile accident. - Geçenlerde bir araba kazası geçirdim.

Thousands of Americans owned automobiles. - Binlerce Amerikalı araba sahibiydi.

aile arabası
sedan
aile arabası
station wagon
araba
coach

He robbed the mail coach. - O, posta arabasını soydu.

araba
vehicle

Gas-powered cars are the Devil's vehicle. - Benzinli arabalar Şeytan'ın aracıdır.

This vehicle eventually became a successful family car. - Bu araç sonunda başarılı bir aile arabası oldu.

araba
wheel

A car has one steering wheel. - Bir arabanın bir direksiyon simidi vardır.

Steering wheels of American cars are on the left side. - Amerikan arabalarının direksiyon simitleri sol taraftadır.

araba
gharry; motor
araba
wagon

Does Tom still drive a station wagon? - Tom hâlâ steyşın araba kullanıyor mu?

araba
auotomobile
araba
motor

Tom has three cars and a motorcycle. - Tom'un üç arabası ve bir motosikleti var.

Felipe has two cars and one motorcycle. - Felipe'nin iki arabası ve bir motosikleti var.

araba
trolley
araba
wain
araba
moving conveyor
araba
cab

Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car. - Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.

araba
auto-
bagaj arabası
van
bebek arabası
perambulator
bebek arabası
go-cart
bebek arabası
pushchair
bebek arabası
carriage
bebek arabası
push chair
bebek arabası
pram
bebek arabası
pusher
bebek arabası
baby buggy
binek arabası
(Otomotiv) private car
istifleme arabası
fork lift truck
kira arabası
hackney coach
kira arabası
hackney carriage
oyuncak bebek arabası
go-cart
posta arabası
mail car
torna arabası
(Mekanik) carriage
araba
carriage, wagon, cart
araba
carriage

The princess rode in a golden carriage. - Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.

The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel. - Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.

tay tay arabası
go cart
alışveriş arabası
Shopping cart
araba
{i} gharry
at arabası
Coach, cart, carriage
polis arabası
police cars
temizlik arabası
cleaning trolley
yarış arabası
bolide
alet arabası
tool trolley
araba
autocar
araba
conveyance
araba
rickshaw
at arabası
hack
at arabası tekerleği
cartwheel
atlı konak arabası
equipage
atlı posta arabası
diligence
bando arabası
bandwagon
baskı arabası
printing car
bebek arabası koltuğu
baby car seat
bebek arabası kullanmak
push a pushchair
bebek arabası kullanmak
push along a pushchair
binek arabası
(Hukuk) passenger car
binek arabası
a) carriage b) passenger car
binek arabası
carriage or wagon drawn by animals
binek arabası
carriage
binek arabası (körüksüz)
saloon
bobin arabası
(Tekstil) thread stand
cankurtaran arabası
ambulance
cenaze arabası
hearse

The hearse was drawn by eight black horses. - Cenaze arabası sekiz siyah at tarafından çekildi.

Who was driving the hearse? - Cenaze arabasını kim kullanıyordu?

cephane arabası
tumbrel
cephane arabası
caisson
cephane arabası
ammunition wagon
cephane arabası mil. caisson
(a vehicle)
delme arabası
wagon-drill
demiryolu arabası
gon
demiryolu arabası
gondola car
devriye arabası
prowl car
devriye arabası
patrol car
domuz arabası
truck, low four-wheeled vehicle
el arabası
drag
el arabası
handcart
el arabası
wheelbarrow

Tom filled the wheelbarrow with sand. - Tom el arabasını kum ile doldurdu.

The thieves used a wheelbarrow to transport the giant gold coin to nearby Monbijou Park. - Hırsızlar, devasa altın madalyonu yakındaki Monbijou Park'a taşımak için bir el arabası kullandılar.

el arabası
pushcart
el arabası
wheelbarrow, barrow, truck, handcart, cart
el arabası
barrow
el arabası
truck

Tom stole a truck from his neighbor's farm. - Tom komşunun çiftliğinden bir el arabası çaldı.

emniyet arabası
paddy wagon
gezi arabası
tourer
gezinti arabası
jaunting car
gezinti arabası
touring car
golf arabası
golfcart
golf arabası
golf cart

Tom drove his golf cart into a sand trap. - Tom golf arabasını bir kum kapanına sürdü.

Tom got in the golf cart. - Tom golf arabasına bindi.

hafif gezinti arabası
calash
hafif gezinti arabası
chaise
hapishane arabası
black maria
hortum arabası
hose truck
iki tekerlekli at arabası
sulky
iki tekerli at arabası
dogcart
iki tekerli at arabası
jaunting car
istif el arabası
(Askeri) hand lift truck
itfaiye arabası
engine

A crowd soon gathered around the fire engine. - Kısa sürede itfaiye arabasının etrafında bir kalabalık toplandı.

The fire engine is on its way. - İtfaiye arabası yolda.

itfaiye arabası
fire engine

A crowd soon gathered around the fire engine. - Kısa sürede itfaiye arabasının etrafında bir kalabalık toplandı.

The fire engine is on its way. - İtfaiye arabası yolda.

kamera arabası
camera car, camera dolly
kamp arabası
camper
kar arabası
snowmobile

Tom's snowmobile is broken. - Tom'un kar arabası kırık.

He bought himself a snowmobile. - O kendine bir kar arabası satın aldı.

katlama arabası
folding truck
kaydırma arabası
camera car, dolly
keşif arabası
reconnaissance car
kira arabası
hackney
kira arabası
hackney carrriage
kiralık at arabası
remise
kum arabası
beach buggy
kumanda arabası
(Havacılık) control car
kumandan arabası
staff car
kumsal arabası
dune buggy
kupa arabası
brougham
körüklü gezinti arabası
Victoria
lapa arabası
masscuite wagon
maden ocağı arabası
tram
maden ocağı arabası
Bogie
market arabası
grocery cart
menzil arabası
stagecoach
mikrofon arabası
microphone boom
motosiklet yan arabası
sidecar
muhacir arabası
a kind of covered wagon
ocak arabası
mine car
oyuncak bebek arabası
walking chair
paletli kar arabası
weasel
pazar arabası
shopping trolley
plaj arabası
dune-buggy
plaj arabası
beach buggy
plaj arabası
beach-buggy
polis arabası
prowl car
polis devriye arabası
scout car
polis devriye arabası
panda car
posta arabası
mail cart
posta arabası
coach

He robbed the mail coach. - O, posta arabasını soydu.

posta arabası
mailcoach
posta arabası
stagecoach
posta arabası sürücüsü
postilion
posta arabası sürücüsü
(atta) postillion
saltanat arabası
state carriage
saray arabası
palace car
savaş arabası
combat car
sedye arabası
stretcher carriage
servis arabası
dinner trolley
servis arabası
dumb waiter
servis arabası
1. vehicle operated by a business or government office to convey its employees to or from work. 2. school bus
servis arabası
serving cart
servis arabası
dinner wagon
servis arabası
service car
servis arabası
service trolley
seslendirme arabası
recording car
seslendirme arabası
recording van
seyyar satıcı arabası
apple chart
seyyar satıcı arabası
pushcart
seyyar satıcının arabası
applecart
sulama arabası
sprinkling truck, street sprinkler
sulama arabası
watering cart
sırım arabası
horsedrawn wagon whose body is suspended by leather straps
tamir arabası
repair track
taş arabası
slang dull and stupid person, blockhead, dodo
tenteli at arabası
tilt cart
tomruk arabası
log carrier beam
tomruk arabası
log carriage
top arabası
gun carriage
top arabası
1. gun carriage. 2. slang testicles, balls, nuts
top arabası mahmuzu
spade
top arabası ön parçası
limber
tramvay arabası
trolley car
tutuklu nakil arabası
patrol wagon
tutukluların taşındığı polis arabası
paddy wagon
yarış arabası
(ufak) go kart
yarış arabası
racer
yarış arabası
kart
yolcu arabası
gharry
yük arabası
1. vehicle used for moving or transporting things. 2. (horse-drawn) wagon (for transporting things)
yük arabası
wagon
yük arabası
dray
yük arabası
wain
yük arabası
waggon
yük arabası
dray chart
yük arabası kullanan kimse
carter
yürüme arabası
walker
yürüme arabası
go cart
çocuk arabası
go cart
çocuk arabası
pram, pushchair, perambulator, baby buggy, baby carriage, stroller
çocuk arabası
perambulator
çocuk arabası
buggy
çocuk arabası baby carriage, baby buggy, Brit
pram, perambulator
çöp arabası
dustcart, garbage truck
çöp arabası
garbage truck
çöp arabası
dust cart
çöp arabası garbage truck, Brit
dustcart
öküz arabası
oxcart
öküz arabası
ox-cart
öküz arabası gibi very slowly
at a snail's pace
öküz arabası ile göç etmek
trek
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف arabası في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

araba
A wagon or cart, usually heavy and without springs, and often covered
araba
{i} type of wheeled carriage which is popular in the Middle East; wagon drawn by oxen or horses and used in Turkey and Asia Minor
araba
A carriage used in Turkey and Asia Minor drawn by horses or oxen
التركية - التركية

تعريف arabası في التركية التركية القاموس.

araba
Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı: "Ve arabayı dörtnala ileri sürdü."- H. Taner
araba
Bu taşıtın aldığı miktarda
araba
Araba ile taşınmış veya taşınacak miktar
araba
Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı
domuz arabası
Ağır yükleri yakın yerlere taşımak için kullanılan, ufak tekerlekli, üstü düz, alçak araba
el arabası
Elle sürülen, taş, toprak gibi şeyleri taşımaya yarayan, tek tekerlekli ve iki kollu küçük araba
kira arabası
Kiralık kullanılan araba, taksi vb
makam arabası
Yüksek makamdaki bir kimse için ayrılan araba, makam otomobili
muhacir arabası
Üstü ve yanları örtülü, dört tekerlekli, yaysız araba
ordövr arabası
Ordövrlerin servisinde kullanılan küçük el arabası
polis arabası
Polislerin görev sırasında kullandığı araba
servis arabası
Bir iş yeri çalışanlarının veya öğrencilerin taşınması için hizmet veren araç
servis arabası
Lokantalarda müşteriye hizmet vermek üzere kullanılan tekerlekli araba
tanzifat arabası
Temizlik arabası
tatar arabası
Posta arabası
taytay arabası
Küçük çocukları yürümeye alıştıran dört tekerlekli araç, yürüteç
taş arabası
Aptal, sersem
top arabası
Sahra topunun oturtulmuş bulunduğu tekerlekli taşıt
yarış arabası
Yarışa katılan araba
yük arabası
Yük taşıyan araba
çöp arabası
Süprüntülerin, atıkların taşındığı araba
çöp arabası
İşe yaramaz, değersiz, kaba saba kimse
öküz arabası
Öküz koşulmuş araba