Dan met a group of biology researchers at Princeton University.
- Dan, Princeton Üniversitesi'nde bir grup biyoloji araştırmacısı ile bir araya geldi.
The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
- Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
The explorers began to suffer from a severe lack of food.
- Araştırmacılar ciddi bir gıda eksikliğinden muzdarip olmaya başladı.
The explorers continued their journey.
- Araştırmacılar yolculuklarına devam ettiler.
You really are quite a skillful investigator.
- Sen gerçekten oldukça becerikli bir araştırmacısın.
Investigators uncovered an assassination plot.
- Araştırmacılar, bir suikast planını ortaya çıkardılar.
Tom is an investigative journalist.
- Tom bir araştırmacı gazetecidir.
Tom is an investigative reporter.
- Tom bir araştırmacı muhabirdir.
Most analysts expected that Tom's offer would set off a new round of bidding for Mary.
- Araştırmacıların çoğu, Tom'un teklifinin Mary'ye bir dizi yeni teklifler gelmesine neden olacağı kanısında.
The investigators gathered evidence from the crash site.
- Araştırmacılar kaza yerinden delil topladılar.
Investigators uncovered an assassination plot.
- Araştırmacılar, bir suikast planını ortaya çıkardılar.