arılaştırma

listen to the pronunciation of arılaştırma
التركية - الإنجليزية
purification, making something pure
purification
arı
bee

The police have been searching for the stolen goods for almost a month. - Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.

I've been searching for my puppy for weeks. - Haftalardır yavru köpeğimi arıyorum.

arı
innocent
arı
{s} clean

I'm looking for something to clean the carpet with. - Ben halıyı temizlemek için bir şey arıyorum.

arı
distinct
arılaştırmak
refine
arılaştırmak
purify
arı
pure
arı
clear
arı
clean; pure; unadulterated; innocent
arı
wasp

I got a nasty sting from a wasp. - Bir yaban arısı beni soktu.

I don't think this is a wasp. - Bunun bir eşek arısı olduğunu sanmıyorum.

arı
(Tabiat Doğa) (böcek, haşere, Fam: zarkanatlılar, gışâiyülcenah) [syn.: arı, bal arısı] bee
arı
unspotted
arı
quit
arılaştırmak
to purify
arılaştırmak
to purify, to refine
التركية - التركية
Arılaştırmak işi, özleştirme
Arı
(Osmanlı Dönemi) HAŞREM
Arı
salt
Arı
miliz
Arı
moz
Arı
pucek
arı
çıplak, yoksun
arı
Günahsız
arı
Temiz, münezzeh
arı
Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica)
arı
Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis
arı
Bir kimyasal özdeğin yabancı özdeciklerden arınmış niteliği
arı
Hint-iran dil grubuna verilen ad
arı
(Osmanlı Dönemi) nahl
arılaştırmak
Arı duruma getirmek, özleştirmek
arılaştırma
المفضلات