Tom bir bilgisayar şirketindeki bir iş için başvuracak.
- Tom is going to apply for a job with a computer company.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Bir iş için başvurmak istiyorum.
- I'd like to apply for a job.
O pozisyon için başvurmak istiyorum.
- I'd like to apply for that position.
Sen yaşına bakılmaksızın bir fiziksel uygunluk testi için başvuruda bulunabilirsin.
- You can apply for a physical fitness test regardless of your age.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Bebeğiniz pişiklere eğilimli ise, bebeğinizin altını temizledikten sonra bebek bezi kremi, toz veya vazelin uygulamak isteyebilirsiniz.
- If your baby is prone to rashes, you may want to apply diaper cream, powder, or petroleum jelly after cleaning your baby's bottom.
İki dilli gençler başvurmak için teşvik edilmektedir.
- Bilingual teenagers are encouraged to apply.
Bir vize için başvurmak istiyorum.
- I'd like to apply for a visa.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Eğer sistem istikrarlı değilse, son değer teoremi uygulanmaz.
- The final value theorem does not apply if the system is not stable.
Yasa bu durumda uygulanmaz.
- The law doesn't apply to this case.
Many of them don't know it, but almost a third of the inmates are eligible to apply for parole or work-release programs.
I applied myself to him for help.