anywhere but alaska

listen to the pronunciation of anywhere but alaska
الإنجليزية - التركية

تعريف anywhere but alaska في الإنجليزية التركية القاموس.

outside
(şans/olasılık/vb.) uzak
outside
dış taraf

Kalenin dış tarafı beyaza boyandı. - The outside of the castle was painted white.

Duvar dış tarafta beyaz ve içeride yeşil. - The wall is white on the outside and green on the inside.

outside
dış

Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi. - Outside of him, no one else came to the party.

Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz? - Could we have a table outside?

outside
sayfanın dış kısımlarında
outside
{s} dışarıda

Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin. - It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.

TV izleme yerine dışarıda oynayın. - Play outside instead of watching TV.

outside
{e} ötesine
outside
(İnşaat) dışarısı, dış taraf
outside
azami/uzak/dış
outside
{s} en çok
outside
edat dış taraf
outside
{e} den başka
outside
azami
outside
Dışta dışarı
outside
(isim) dış, dışarı, en fazla miktar, ileri uç bölgesi (saha)
outside
{e} dışına

Bu odanın dışına çıkamazsın. - You're not allowed outside this room.

Alışılmışın dışına çık. - Think outside the box.

outside
{i} dış görünüş
outside
{s} dış kaynaklı
outside
{s} dışarıdaki

Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi. - I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.

Bütün dikkatimi dışarıdaki manzaraya yöneltti. - He addressed my full attention to the landscape outside.

الإنجليزية - الإنجليزية
outside
anywhere but alaska

    الواصلة

    a·ny·where but A·las·ka

    التركية النطق

    enihwer bʌt ıläskı

    النطق

    /ˈenēhˌwer ˈbət əˈlaskə/ /ˈɛniːhˌwɛr ˈbʌt əˈlæskə/
المفضلات