Bir köpek yabancılara havlar.
- A dog will bark at strangers.
Adam tam bir yabancıydı.
- The man was a total stranger.
İki bilinmeyenli bir denklem gibiydi hepsi.
- It was all like a single equation with two unknowns.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
Buralarda bir yabancıyım.
- I'm a stranger in these parts.
Adam tam bir yabancıydı.
- The man was a total stranger.
Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu.
- Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.