Havada rahatsız edici bir koku var.
- There is a foul odor in the air.
Tom'un koltuk altı kokusu var.
- Tom has an underarm odor.
Çiçeklerin kokusu Sarah'ın seraya girdiğinde fark ettiği ilk şeydi.
- The aroma of the flowers was the first thing Sarah noticed when she entered the greenhouse.
Mutfaktan yayılan kahvenin kokusu cezbediciydi.
- The aroma of coffee wafted in from the kitchen alluringly.