Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
- He knows a lot about foreign affairs.
Korku değil, umut insan ilişkilerinde yaratıcı ilkedir.
- Hope, not fear, is the creative principle in human affairs.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
Öldüğün zaman, senin işlerine ben bakacağım.
- I'll look after your affairs when you are dead.
Onun işlerine karışmayın.
- Don't meddle in his affairs.
O, korkunç bir olaydı.
- It was a terrible affair.
Onlar olayı araştıracak.
- They are going to investigate the affair.
Onun mesele ile ilgisi olmadığını anlıyor musun?
- Do you think she has nothing to do with the affair?
Bütün bu mesele bana bir baş ağrısı veriyor.
- This whole affair is giving me a headache.
Bu konu ile bir ilgim yok.
- I have nothing to do with the affair.
Olay hakkında konuşmak istemiyor musun?
- Don't you want to talk about the affair?
Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
- He knows a lot about foreign affairs.