any or some; any different person, indefinitely; anyone else; someone else

listen to the pronunciation of any or some; any different person, indefinitely; anyone else; someone else
الإنجليزية - التركية

تعريف any or some; any different person, indefinitely; anyone else; someone else في الإنجليزية التركية القاموس.

another
{s} öbür
another
başka

Onu başka bir şekilde söyle. - Say it in another way.

Bana başka bir kamera göster. - Show me another camera.

another
bir daha

Onu bir daha deneyeceğiz. - We're going to give it another try.

Buna bir daha bakmanı istiyorum. - I'd like you to take another look at this.

another
{s} farklı

Oldukça farklı bir nedenden dolayı ona yazdım. - I wrote to him for quite another reason.

Bu tamamıyla farklı bir konu. - That's a horse of another colour.

another
{s} bir (şey) daha: another match bir kibrit daha
another
{s} ayrı

Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok. - For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.

Ayrıca başka bir nedeni vardı. - There also was another reason.

another
{s} başka, başka bir: another time başka sefer
another
başka bir tane

Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz? - Would you please show me another one?

Lütfen bana başka bir tane daha gösterin. - Please show me another one.

another
bir tane daha

O, birayı bitirdi ve bir tane daha ısmarladı. - He finished the beer and ordered another.

Size bir tane daha alabilir miyim? - Can I get you another one?

another
{s} bir, ikinci bir: This is going to be
another
başka biri

Başka biri oldum gibi hissediyorum. - I feel like another person.

Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun. - When you remember your own crimes, you forget another's.

another
başka (bir)
another
sair
another
bir (şey) daha
another
bir başka

Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu. - Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.

Onlar bunu bir başka gün bitirecekler. - They'll finish this another day.

another
başkası

Bunu sevmedim. Bana bir başkasını göster. - I don't like this. Show me another.

Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim. - When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.

another
diğeri

O konuşurken çoğunlukla bir konudan diğerine atlar. - He frequently jumps from one topic to another while he is talking.

Söz vermek bir şeydir, ve diğeri yerine getirmektir. - It is one thing to promise, and another to perform.

another
öbürü
another
başka birisi

Fadıl asla başka birisine zarar veremez. - Fadil can never hurt another person.

another
(sıfat) başka, öbür, ayrı, farklı, bambaşka
الإنجليزية - الإنجليزية
another
any or some; any different person, indefinitely; anyone else; someone else

    الواصلة

    a·ny or some; a·ny dif·fer·ent person, indefinitely; a·ny·one else; some·one else

    النطق

المفضلات