Onun küstahlığına daha fazla dayanamam.
- I can't stand his arrogance any longer.
O gürültüye daha fazla dayanamadım.
- I couldn't put up with that noise any longer.
Tom artık ağrıya tahammül edemediği zaman, hastaneye gitti.
- When Tom couldn't bear the pain any longer, he went to the hospital.
O artık öfkesini tutamadı.
- He couldn't hold his temper any longer.