الإنجليزية - التركية
تعريف any liquid or fluid substance, liquor في الإنجليزية التركية القاموس.
- liquid
- {i} sıvı
Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı.
-But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out.
Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.
-For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
- liquid
- hemen paraya çevrilebilir
- liquid
- (Ticaret) seyyal
- liquid
- akıcı
- liquid
- likid
- liquid
- {s} ıslak
- liquid
- {s} berrak
- liquid
- {s} saydam
Bu saydam sıvı bir tür zehir içerir.
-This transparent liquid contains a kind of poison.
Bu saydam sıvı zehir içerir.
-This transparent liquid contains poison.
- liquid
- yarım sesli harf
- liquid
- akan
- liquid
- 'l" ve "r" harfleri gibi yarım sesli
- liquid
- likit,sıvı
- liquid
- liquid measure sıvı ölçeği
- liquid
- paraya kolayca tahvil edilebilir
- liquid
- (sıfat) likit, sıvı, akıcı, berrak, saydam, ıslak
- liquid
- şeffaf
- liquid
- (isim) sıvı, likit madde
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف any liquid or fluid substance, liquor في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {n} liquid
any liquid or fluid substance, liquor
الواصلة
a·ny liq·uid or flu·id substance, liq·uorالنطق
Resimler
المفضلات