Tom ve Mary endişeyle dışarıda bekliyor.
- Tom and Mary are anxiously waiting outside.
Tom endişeyle bekledi.
- Tom waited anxiously.
Kocasının dönüşünü hevesle bekledi.
- She waited eagerly for her husband's return.
Tom ona verdiğim elmayı hevesle yedi.
- Tom eagerly ate the apple I gave him.