Sizden henüz bir cevap almadım.
- I have received no reply from you yet.
Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.
- Please write me a reply soon.
Mektubuma yanıt vermedi.
- She didn't reply to my letter.
Onun mektubunu hemen yanıtlamayı planlıyorum.
- I plan to reply to his letter right away.
Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
- Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
Son mektubunu yanıtlamaktan mutluyum.
- I am happy to reply to your last letter.
Sonunda bu son üç hafta boyunca almış olduğum postaları yanıtlamak için zamanım var.
- I finally have time to reply to the mail that I have received these past three weeks.
O soruyu nasıl cevaplayacağımı bilmiyorum.
- I don't know how to reply to that question.
Onun mektubunu cevaplamayı unutma.
- Don't forget to reply to his letter.
O, cevap vermek için çok fazla sinirli olduğu için yere baktı.
- Being too nervous to reply, he stared at the floor.
İstemiyorsan cevap vermek zorunda değilsin.
- If you don't want to reply, you don't have to.
I would appreciate a reply as soon as possible.
- Ich wäre froh, wenn Sie mir so früh wie möglich antworten würden.
I don't know how to reply to that question.
- Ich weiß nicht, wie ich auf diese Frage antworten soll.