anmutig

listen to the pronunciation of anmutig
ألمانية - التركية
incelikle
zarif
الإنجليزية - التركية

تعريف anmutig في الإنجليزية التركية القاموس.

charming
çekici

O, kendini yeterince çekici olarak düşündü. - He thought of himself as being charming enough.

Tom'un çekici olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is charming.

charming
{s} cazibeli

Ne cazibeli bir çift! - What a charming couple!

charming
{s} alımlı

Sanırım o, alımlı ve çekici. - I think she is charming and attractive.

charming
{s} büyüleyici

Şu bebeğin büyüleyici gözleri var. - That baby has charming eyes.

Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı. - Our neighbour bought himself a charming horse.

charming
{s} sevimli

Tom'un sevimli olduğunu inkar edemezsin. - You can't deny that Tom is charming.

Çocukların çok sevimli! - Your children are so charming!

charming
gül gibi
charming
büyüleyerek
charming
büyüleme
charming
albenili
comely
ahu gibi
charming
{f} büyüle

O büyüleyici bir kadındır. - She is a charming woman.

Kate kız kardeşi kadar büyüleyici. - Kate is as charming as her sister.

charming
hoş
charming
{i} büyüleyiş
charming
koru/büyüle/cezbet
charming
{s} çekici, hoş, sevimli, cana yakın
comely
{s} çekici
ألمانية - الإنجليزية
graceful
dainty (person)
daintily
comely
charming
gracefully

We must learn to meet adversity gracefully. - Wir müssen lernen, Widrigkeiten anmutig zu begegnen.

She always conducted herself honorably and gracefully. - Sie benahm sich immer ehrenhaft und anmutig.

handsome