We stayed awake all night telling ghost stories.
- Bütün gece hayalet hikâyeleri anlatarak uyanık kaldık.
Why don't you start by telling us how you feel?
- Neden bize nasıl hissettiğini anlatarak başlamıyorsun?
He recounted an interesting story to us.
- O bize ilginç bir hikaye anlattı.
He recounted the accident to me as if he had seen it with his own eyes.
- O bana kazayı kendi gözleriyle görmüş gibi anlattı.
There is no telling what will happen next.
- Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
I remember Tom telling me about the time he and Mary had climbed Mt. Fuji.
- Onun ve Mary'nin Fuji dağına tırmandıkları zamanı Tom'un bana anlattığını hatırlıyorum.
Kemal Tahir narrates the occupation days of Istanbul in 1920s in his book named The People Of The Slave City.
- Kemal Tahir Esir Şehrin İnsanları isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.
The documentary was narrated by Morgan Freeman.
- Belgesel Morgan Freeman tarafından anlatıldı.