Tom Mary'yi bu kadar öfkeli görmemişti.
- Tom had never seen Mary so furious.
Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The furious mob attacked the building.
Yangın şiddetli bir şekilde yanıyor.
- The fire is burning furiously.
O, kızgın bir şekilde tepki verdi.
- He reacted furiously.
Teksas valisi kızgındı.
- The governor of Texas was furious.
Tom Mary'ye karşı çok öfkeliydi.
- Tom was furious with Mary.