Sevgi kızgınlıktan iyidir. Umut korkudan iyidir.
- Love is better than anger. Hope is better than fear.
Yüzündeki kızgınlık belirgindi.
- The anger in her face was unmistakeable.
Seni kızdırmak istemiyorum.
- I don't wish to anger you.
Annemizin öfkesinin şiddetiyle şok olduk.
- We were shocked by the intensity of our mother's anger.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Onlar bizi davranışlarıyla sinirlendiriyor.
- They anger us with their behavior.
Yüzü sinirden kızardı.
- His face turned red with anger.
Onun sözleri onu kızdırdı.
- Her words angered him.
Onu kızdırmamaya çalış.
- Try not to anger him.
Kızmak için nedenin yok.
- You have no cause for anger.
You anger too easily.
You need to control your anger.