angemessen

listen to the pronunciation of angemessen
ألمانية - التركية
الإنجليزية - التركية

تعريف angemessen في الإنجليزية التركية القاموس.

adequate
yeterli

Bu yemek iki kişi için yeterlidir. - This meal is adequate for two.

Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir. - No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself.

adequate
{s} yeterli, kâfi
appropriate
{f} özelleştirmek
adequate
(Bilgisayar) upuygun
adequate
kafi
adequate
(Ticaret) yetecek kadar
adequate
uygun

Ne yazık ki, Nuh'un gemisi ejderhalar, dinozorlar ve tek boynuzlular için uygun bir ortam değildi. - Sadly, Noah's ark was not an adequate environment for dragons, dinosaurs and unicorns.

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim. - I'm not stupid enough to climb a mountain in the winter without first making adequate preparations.

adequate
elverişli
appropriate
çalmak
adequate
gereksinimi karşılayacak kadar yeterli
adequate
adequately layıkıyle adequateness yeterlilik
adequate
ehven
appropriate
appropriateness uygunluk yerinde olu
appropriate
(Avrupa Birliği) uygun, münasip
appropriate
zimmetine geçir/ayır