andenken

listen to the pronunciation of andenken
الإنجليزية - التركية

تعريف andenken في الإنجليزية التركية القاموس.

memories
anılar

Tom'un Mary ile ilgili sevgi dolu anıları var. - Tom has fond memories of Mary.

Bu, hayatımın en iyi anılarından biri olacaktır. - This will be one of the best memories of my life.

memory
{i} anı

Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı. - My memory of her has begun to recede.

Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler. - They erected a statue in memory of Gandhi.

memory
hafıza

Sen iyi bir hafızaya sahipsin. - You have a good memory.

Hafıza, beynimizin önemli bir fonksiyonudur. - Memory is an essential function of our brain.

memorabilia
i., çoğ. (meşhur birinden/bir olaydan) kalma şeyler
memory
zihin
memories
hatırat
memory
(Pisikoloji, Ruhbilim) angı
memory
hatır

Büyükannemi hayal meyal hatırlıyorum. - I have a dim memory of my grandmother.

Dan yaptıklarından hiçbir şey hatırlamıyordu. - Dan had no memory of what he had done.

memory
anısına

Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı. - A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.

Babamın anısına bir şiir yazdım. - I wrote a poem in memory of my dad.

memory
hafıza kuvveti
memorabilia
anı
memorabilia
{i} hatırlanmaya değer şeyler
memorabilia
böyle şeylerin kaydı
memorabilia
(isim) hatırlanmaya değer şeyler
memories
hatıralar

Eski güzel günlerin hatıraları sel gibi peş peşe geldi. - Memories of the good old days came flooding back one after another.

Boston'da geçirdiğim zaman, yıllarca hatıralarımı süsleyecek. - I will have good memories of my time in Boston for many years.

memory
in memory of hatırasına
memory
{i} bellek, hafıza
memory
{i} hatıra, anı
memory
(Tıp) Geçmişe ait hatırlanan herhangi bir şey (olay, kişi v.s) veya hatırlanan şeylerin tümü, hatıra, anı
ألمانية - الإنجليزية
memorabilia
keepsakes
memories
souvenirs

He brought back several souvenirs. - Er hat viele Andenken zurückgebracht.

Last week, I mailed him some souvenirs from the U.S. - Letzte Woche versandte ich an ihn einige Andenken aus den Vereinigten Staaten.

tokens of remembrance
memory
souvenir

I'll keep the menu as a souvenir. - Ich behalte die Speisekarte als Andenken.

He brought back several souvenirs. - Er hat viele Andenken zurückgebracht.

mementos
remembrance
to consider something
to envisage something
to ponder something
to contemplate something
to give consideration to something
keepsake
keep-sake
Andenken (Erinnerungsstück an ein Ereignis)
memento (of an event)
Andenken (Erinnerungsstück an ein Ereignis)
token of remembrance
Andenken (das man von jemandem geschenkt bekommt)
keepsake
Man könnte auch andenken, Kinder an der Planung zu beteiligen.
Consideration might also be given to having children participate in the planning
jds. Andenken bewahren/in Ehren halten
to treasure somebody's memory
zum Andenken an jemanden
in memory of somebody
zum Andenken an jemanden
in memoriam somebody