Daha sonra, Chris utandı ve özür diledi ve Beth onu bağışladı.
- Later, Chris felt ashamed and apologized and Beth forgave him.
Sen ilerle ve ben sana daha sonra yetişirim.
- You walk on and I will catch up with you later.
Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz.
- We'll go to Hong Kong first, and then we'll go to Singapore.
Su boruları dondu ve sonra patladı.
- The water pipes froze and then burst.
Onlar bir siyah ve bir beyaz köpeği beslediler.
- They fed a black and a white dog.
Köpeğimi ne sıklıkta ve ne kadar beslemeliyim?
- How often and how much should I feed my dog?
O hastalandı, ve bu yüzden yurt dışına gitmekten vazgeçti.
- He fell ill, and therefore he gave up going abroad.
Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
- Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
Dört kollu adam bankayı soydu ve 4 milyon dolar ile kaçtı.
- Four armed men held up the bank and escaped with $4 million.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.