Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching television.
O Taro'nun erkek kardeşi.
- He is Taro's brother.
Endişeler onu hızla yaşlandırdı.
- Worries aged him rapidly.
Sen bir günde yaşlanmadın.
- You haven't aged a day.
Kayınbiraderim önemsiz konulardan kolayca sinirlenir.
- My brother-in-law easily loses his temper from trivial matters.
Kayınbiraderim geçen çarşamba vefat etti.
- My brother-in-law passed away last Wednesday.
O, on yedi yaşındadır.
- She is aged seventeen.
Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim.
- I learned to swim aged four and a half.
İki erkek kardeş birlikte seyahat için gitti.
- Two brothers went to travel together.
Erkek kardeşinle birlikte okula gittim.
- I went to school with your brother.