Saat ikiye kadar yatmadan onu bekledik ve sonra yatmaya gittik.
- We waited up for him until two o'clock and then finally went to bed.
Bifteğini bitir ve sonra bir şeker alabilirsin.
- Eat up the steak and then you can have a candy.
Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
- Robert comes to visit me every now and then.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Arada sırada oğluna yazar.
- She writes to her son every now and then.
Ara sıra ata binmeyi severim.
- I like to ride a horse now and then.
Eğer zamanınız varsa, ara sıra birkaç satır yaz.
- If you have time, drop me a line now and then.
Hemen karar vermek zorundaydım.
- I had to decide right then and there.
Onun tekrar olmamasına asla izin vermemeye hemen karar verdim.
- I decided then and there to never let that happen again.
It created a disruption, and then some.
Call your mother now and then and let her know you care.