an other one

listen to the pronunciation of an other one
الإنجليزية - التركية

تعريف an other one في الإنجليزية التركية القاموس.

other
öteki

Öteki takım bizi hafife aldı. - The other team took us lightly.

Birini tanıyorum da ötekini değil. - I know one of them but not the other.

other
başka

Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz. - When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.

Başka seçeneğim yoktu. - I had no other choice.

other
gayri
other
başka suretle
other
diğeri

Bizim iki kedimiz var, biri beyaz, diğeri siyahtır. - We have two cats; one is white, and the other is black.

George'un iki kuzeni var; biri Almanya'da ve diğeri İsviçre'de yaşıyor. - George has two cousins; one lives in Germany and the other in Switzerland.

other
özgesi
other
başkası

Küçük kız, Emily'den başkasına asla gülümsemez. - The little girl never smiles at anyone other than Emily.

Top şimdi başkasında. - Now the shoe is on the other foot.

other one
diğeri

Tom'un iki erkek kardeşi var. Biri Boston'da diğeri Şikago'da yaşar. - Tom has two brothers. One lives in Boston and the other one lives in Chicago.

Bu otel diğerinden daha iyi. - This hotel is better than the other one.

other
baska türlü
other
{s} başka, diğer, öbür. zam. başkası, diğeri, öbürü
other
(Sosyoloji, Toplumbilim) lacan
other
{s} geçen

O, geçen gün yeni bir ev satın aldı. - She bought a new house the other day.

Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı. - This is the same pencil that I lost the other day.

other
every other day gün aşırı
other
başka kimse

Tom'tan başka kimsenin onu yaptığını hiç görmedim. - I've never seen anyone other than Tom do that.

other
başka birisi
other
some day or other günün birinde
other
bir gün

Berberler binlerce yıldır yaşıyor ve başkaları bir gün bile hayatta kalamadı. - The Berbers have lived for thousands of years where others could not survive even one day.

Başkalarına iyilik etmek değerli bir harekettir; başkalarını incitmek bir günahtır. - To do good to others is a meritorious act; to hurt others is a sin.

other
sair
other
(Sosyoloji, Toplumbilim) başkası sartre
other
bundan başka

Bundan başka boyutlarda var mı? - Do you have this in other sizes?

Bundan başka herhangi bir şey yapma. - Don't do anything other than this.

الإنجليزية - الإنجليزية
other

I'm afraid little Robbie does not always play well with others.

an other one

    الواصلة

    an oth·er one

    التركية النطق

    ın ʌdhır hwʌn

    النطق

    /ən ˈəᴛʜər ˈhwən/ /ən ˈʌðɜr ˈhwʌn/

    فيديوهات

    ... MR. ROMNEY: Let me mention the other one. Let's talk the ' ...
المفضلات