an officer in the army, a term in logic

listen to the pronunciation of an officer in the army, a term in logic
الإنجليزية - التركية

تعريف an officer in the army, a term in logic في الإنجليزية التركية القاموس.

major
büyük

Yeni yasa büyük bir reformdu. - The new law was a major reform.

Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir. - What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?

major
{i} branş

Tom Fransızcayı ana branş olarak seçmeye karar verdi. - Tom decided to major in French.

Asıl branş alanın nedir? - What's your major field?

major
{i} majör

Tom bir müzik majörü değil. - Tom isn't a music major.

major
{f} branşı doğrultusunda yoğunlaşmak
major
(Muzik) majör (gam)
major
(Ticaret) daha deneyimli
major
binbaşı

Binbaşı yüzbaşının üstündedir. - A major is above a captain.

Binbaşı Anderson savaşı durdurmaya hazırdı. - Major Anderson was ready to stop fighting.

major
büyük önerme
major
büyük,esas
major
binbaşı/esas dal/reşit
major
{s} başlıca, asıl
major
{i} yetişkin
major
{s} önemli

O, gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcıyor. - She spends a major part of her income on food.

Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi. - Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.

major
(Tıp) a.1. Daha büyük (magnus'un süperlatif şekli); 2.Büyük
major
(fiil) branşı doğrultusunda yoğunlaşmak, konusunda uzmanlaşmak
major
{i} reşit kimse
major
daha büyük
major
(Mukavele) ana, esas, majör, birincil
major
major yoğunlaş
major
{s} ergin, reşit
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} major
an officer in the army, a term in logic
المفضلات