an invisible spiritual being felt to be nearby

listen to the pronunciation of an invisible spiritual being felt to be nearby
الإنجليزية - التركية

تعريف an invisible spiritual being felt to be nearby في الإنجليزية التركية القاموس.

presence
{i} varlık

Senin varlığın benim yaşama sevincim - Your presence in my life is a source of joy.

O Alfa Centauri'deki egzobiyolojik varlık makalesini yazdı. - He wrote the article Exobiological Presence in Alpha Centauri.

presence
{i} huzur

Yakın zamanda bir babanın büyük ailesinin huzurunda, erkek çocuklarımdan hiçbirinin avukat olmasını istemiyorum. dediğini duyduk. - Not long ago we heard a father say in the presence of his large family, I don't want any of my boys to be lawyers.

Onun huzurunda utangaç hissettim. - She felt shy in his presence.

presence
bulunma

Bugün burada bulunma amacımız silah seslerini susturmak - Our presence here today is to silence the gunshots.

presence
{i} huzur, hazır bulunma, varlık, var olma: The test results do not indicate the presence of nitrogen. Test sonuçlarına göre nitrojen yok
presence
buradalık
presence
kişilik
presence
oluş
presence
var olma
presence
orada bulunma
presence
görünüş
presence
sözüm yabana
presence
{i} yapı
presence
{i} ön

Onun varlığı benim için önemli. - Her presence is important to me.

Yöneticinin önünde ilk kez çığlık attım. Masada büyük bir hamamböceği görmüştüm! - It's the first time I scream in presence of the manager. I saw a big cockroach on the table!

presence
(isim) huzur, hazır bulunma, varlık, varoluş, tavır, yapı, ön, protokol görevlileri
presence
sözüm meclisten dışarı
presence
{i} tavır
presence
{i} varoluş
الإنجليزية - الإنجليزية
presence
an invisible spiritual being felt to be nearby

    الواصلة

    an in·vis·i·ble spir·i·tu·al be·ing felt to be near·by

    التركية النطق

    ın învîzıbıl spîrîçwıl biîng felt tı bi nîrbay

    النطق

    /ən ənˈvəzəbəl ˈspərəʧwəl ˈbēəɴɢ ˈfelt tə bē ˈnərˈbī/ /ən ɪnˈvɪzəbəl ˈspɪrɪʧwəl ˈbiːɪŋ ˈfɛlt tə biː ˈnɪrˈbaɪ/
المفضلات