Tom ve Mike ortak arkadaşları sayesinde arkadaş oldular.
- Tom and Mike became acquainted through their mutual friends.
Unut gitsin. Sonuçta o bizim ortak arkadaşımız.
- Forget it. He is our mutual friend, after all.
Dostluk karşılıklı anlayışla oluşur.
- Friendship consists of mutual understanding.
Biz karşılıklı ödünlerle sorunu çözdük.
- We solved the problem by mutual concessions.
Müşterek bir sorunu tartışmak için seni buraya çağırdım.
- I've asked you here to discuss a mutual problem.