Ben yönergeleri izlemedim.
- I didn't follow instructions.
Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.
- We received instructions on how to make a bamboo basket.
Tom Mary'nin talimatlarını izledi.
- Tom followed Mary's instructions.
Bütün cevaplar talimatlara göre yazılmalıdır.
- All answers must be written according to the instructions.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
- Instructional videos are a key component of many online courses.
Suçlama doğru değildi.
- The charge was not true.
Cumhuriyetçi liderler suçlamayı reddetti.
- Republican leaders denied the charge.
Dün gece telefonumu şarja takmayı unuttum.
- I forgot to put my phone on the charger last night.
Cep telefonunu şarj etmeyi unutma.
- Don't forget to charge your cell phone.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
Kırsalda İngilizce eğitimi seviyesi çok düşük.
- The level of English instruction in the country is very low.
İsrail'de İngilizce eğitim seviyesi çok düşük.
- The level of English instruction in Israel is very low.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
- Instructional videos are a key component of many online courses.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
- I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Bir bilgisayar programı bilgisayara ne yapacağını söyleyen bir talimatlar listesidir.
- A computer program is a list of instructions that tell the computer what to do.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
- I carried out Tom's instructions.
Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.
- I have to charge the battery of my car.
Güneş panelleri gün boyunca bataryaları şarj eder.
- The solar panels charge the batteries during the day.
Tom saldırı ve darp ile suçlandı.
- Tom has been charged with assault and battery.
Tom şu anda ağırlaştırılmış saldırı suçuyla yüz yüze.
- Tom currently faces charges of aggravated assault.
Tom hâlâ resmî olarak görevde.
- Tom is still officially in charge.
Tom resmi olarak görevlendirilmedi.
- Tom hasn't been officially charged.
If my instructions may be your guide.
Instruction will be provided on how to handle difficult customers.