an innovator; one who introduces something new; one who favours novelty

listen to the pronunciation of an innovator; one who introduces something new; one who favours novelty
الإنجليزية - التركية

تعريف an innovator; one who introduces something new; one who favours novelty في الإنجليزية التركية القاموس.

novelist
roman yazarı

İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı. - In addition to being a doctor, he was a very famous novelist.

Roman yazarı çalışma için malzemeleri topladı. - The novelist gathered materials for his work.

novelist
romancı

Arkadaşımın babası ünlü bir romancı. - My friend's father is a famous novelist.

Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar. - Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.

novelist
{i} yazar

İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı. - In addition to being a doctor, he was a very famous novelist.

O sadece bir doktor değil, aynı zamanda çok ünlü bir roman yazarıdır. - Not only was he a doctor, he was also a very famous novelist.

الإنجليزية - الإنجليزية
novelist
an innovator; one who introduces something new; one who favours novelty

    الواصلة

    an innovator; one who introduces some·thing new; one who fa·vours nov·el·ty

    النطق

المفضلات